Start-up hızlı ve özgün bir fikir niteliğinde olduğu için günümüzde çok fazla dile getirilen bir kavram halini almıştır. Start-up Amerika’nın iş hayatının kalbinin attığı Silikon Vadisi'nde başlamış ve sonrasında tüm dünyanın kabullendiği bir iş modeli akımıdır. Kelime anlamı olarak “Sıfırdan başlamak, başlangıç noktası, bir anda yükselen bir şirket için kullanılan terim.” Anlamına gelmektedir. Türkçe anlamı ise "yeni girişim" olarak tanımlanmıştır. Bir ihtiyaca, soruna yönelik çözümler üreten ve bu çözümleri uygulayarak çok hızlı bir şekilde gelişme gösteren şirketlerdir. Büyük kitlelere hitap etmeyi amaçlar ve sağladıkları hizmeti en hızlı şekilde kullanıcıya ulaştırırlar. Başlarda yapılan projeler genellikle yazılım ve teknoloji üzerine faaliyet gösterirken günümüzde finansal teknolojiler, pazarlama ve finans gibi farklı alanlarda start-up şirketleri kurulmuştur. Kullanıcıların ihtiyaçları üzerine ürünler çıkaran start-up şirketleri de bulunmaktadır.
Start-up ile Girişimcilik Arasındaki Fark Nedir?
Start-up ve girişimcilik genellikle yanlış bağlamda ilişkilendiriliyor. Bir çıkış fikriniz, stratejiniz varsa ancak bunu yapacak iş bilginiz ve sermayeniz yoksa, aklınızda bu fikri sadece bir yatırımcıya satmak varsa buna start-up diyebiliriz. Fakat bir fikriniz var ama stratejiniz yoksa ve işi düzgün bir şekilde planlamadıysanız sermayesini de halledebiliyorsanız o zaman girişimci olarak adlandırılırsınız. Yani girişimci riski kendi alır, start-up her şeyi planlayarak riski yatırımcı üzerine atar.
Start-up Nasıl Kurulur?
Başarılı bir Start-up başlangıcı için öncelikli olarak doğru bir iş modeli bulunması gerekir. Yakın olduğunuz sektörün ihtiyaçlarına yönelik bilgi sahibi olmalısınız. Hatta yapacağınız her hamle o sektörün ihtiyacına yönelik olmalı. Başarıya giden en kısa yol hedefleri doğru belirlemektir. Bir start-up kuruluşunda büyük sermayeler, büyük yatırımlar ya da yüksek rakamlardan oluşan bol sıfırlı meblağlar gerekmiyor. Minimum seviyede bir ekip, ofis ve ekipman gibi gereksinimleri başlangıç seviyesinde belirlemek yeterli olacaktır. Özetle henüz başlangıç aşamasında büyük sermayeler harcamaya gerek yoktur. Böylece karşınıza çıkacak finansal krizlerin yönetimi daha kolay olacaktır ve olası kaybınız düşük seviyede olacaktır. İhtiyacınız olan bir diğer önemli unsur büyük bir network ağınız olmasıdır. Yani çevrenizin olması önemlidir. Belirlediğiniz start-up projesinin temellerini atmadan önce yeteri kadar çevre edindiğinizden, network’ünüzün sağlam olduğundan emin olmanızda fayda var. Bir çok firma sıfırdan gelen bir şirket için önyargılara sahip olabilir ancak daha önce sizi bilen ve iletişiminizin olduğu kişilere fikir ve hizmetlerinizden bahsetmeniz çok daha etkili olacaktır. Birlikte çalışacağınız şirketleri önceden belirlemeniz fayda sağlayacaktır. Hedefi en başta belirlemek, sıkıntılı bekleme süreçleri üzerinde olumlu etkileri olacaktır.
Dünya üzerindeki herkes en az bir fikre sahiptir. Ancak bu fikirlerin hayata geçirilmesi basit aşamalardan geçmemektedir, sorunlu ve stresli bir süreçten geçer. Bir fikri süreç içerisinde planlamak ve uygulamak oldukça emek, sabır ve çalışkanlık gerektirir. Bunların dışında üzerine düzgün düşünülmemiş, çalışılmamış, pek umursanmayan fikirlerin yok olma olasılığı kaçınılmazdır. Birçok başarılı start-up aşağıdaki düşünce ve teknik aşamalardan geçmiştir diyebiliriz;
Çevrenizi iyi inceleyerek neye ihtiyaç duyulduğunun farkına varın.
Konuyla ilgili aklınıza gelen her şeyi unutmamak için not alın.
Deneme prototipleri veya modeller yapıp ve insanlara sunarak bilgi toplayın.
Kendinize start-up projeniz için başarılı kurucu ortaklar bulmaya çalışın.
Güvendiğiniz etkili bir ekibiniz olsun.
Yaptığınız işlerin kaydını tutun.
Yatırımcı bulun ve ilk deneme sürümünü piyasaya sürün.
Satışlar için ilk adıma başlayın.
Kullanıcılarınızı her zaman takip edin.
Satış sürekliliğini artırmaya çalışın.
Eksikleri asla gözden kaçırmayıp sürekli geliştirin.
Start-up’larda Ekibin Önemi:
Ekip, start-up projelerinin en önemli yapı taşlarından biridir. Çünkü kuracağınız ekip her şeydir. İyi bir ekibiniz varsa iyi şirketler kurabilir, ortaya çok iyi işler çıkarabilirsiniz. Yatırımcılar da ekibin ne kadar önemli olduğunu bilmektedir. Çoğu yatırımcının sadece ekip için bile yatırım yaptığı görülmüştür. Birlikte uyum içinde çalışabilen, yaratıcı fikirler ortaya atıp gerektiği zaman kriz yönetimini başarıyla halledebilen ekipler start-uplar için oldukça büyük bir önem taşır.
Diğer Şirketlerle İş Birliğinin Start-up’a Faydaları:
Start-up şirketlerinin ilk aşamada bir gelir düzeyinin olması öncelikli motivasyonlarından biri olacaktır. İkna edebileceğiniz büyük şirketler bu noktada ciddi bütçelerle yatırım yapabilir ve bu sayede alınan bütçeler start-up şirketleri için ciddi kolaylıklar oluşturabilir. Bunu bir yerde pazarlama olarak düşünebilirsiniz. Sonuçta bir fikir satın alınıyor. İyi bir stat-up projesinin iyi bir pazarlama stratejisine de ihtiyacı vardır. Tüm bunlardan ziyade kurumsal şirketler, start-up’ların bilinirliğinin artması üzerine önemli bir rol oynayacaktır. İleriye yönelik satışlar için de iyi bir referans sağlayacaktır. Küçük başlangıçlar, büyük bir havuzun temelini atacaktır. Start-up şirketleri için göz ardı edilemez şeylerden biri de tanınmaktır. Büyük kurumsal şirketlerle yapılacak olan iş birlikleri, bilinilirliği artıracak ve bu sayede daha geniş kitlelere ulaşmak mümkün olacaktır.